Gecikmiş Dil ve Konuşma
(GDK) çocukluk çağında sık görülen ve çeşitli ek riskler barındıran bir
durumdur. Bu bakımdan bu gecikmelerin erkenden tanılanmasının önemi açıktır.
Değerlendirmelerde en önemli ölçütlerden bir tanesi ifade edici sözcük
dağarcığıdır. Klinik kararlar ise edinilen dile özgü normlara dayanmaktadır. Bu
geriye dönük çalışmanın temel amacı Ocak 2014-Ocak 2018 tarihleri arasında bir
dil ve konuşma bozuklukları merkezine dil gecikmesi şikâyetiyle başvuran 24-47
ay arasındaki 119 vakanın ifade edici sözcük dağarcıklarını incelemektir.
Çalışma grubu takvim yaşına göre 6’şar aylık gruplara ayrılarak incelenmiştir.
Çalışma grubunun sözcük
dağarcıkları; yaş, yaş grubu ve cinsiyet değişkenleri bakımından Türkçe
İletişim Gelişimi Envanteri’ndeki (TİGE I-II) semantik kategoriler temel
alınarak değerlendirilmiştir. Tüm çalışma grubuna ve yaş gruplarına göre
semantik kategorilerde öne çıkan sözcükler belirlenmiştir. Tüm semantik
kategoriler, toplam ad, toplam sözcük sayısı, yaş ve cinsiyet değişkenleri
arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak analiz edilmiştir.
Çalışmanın bulgularına göre
toplam ad, eylem ve toplam sözcük kategorilerinde yaş grubu arttıkça bazı
aşamalarda sözcük dağarcığı düşmektedir. Ancak bu farklılıklar istatistiksel
olarak anlamlı değildir. Tüm gruplarda ad sayısı eylem sayısına baskındır. Toplam
ad, eylem ve toplam sözcük sayısı bakımından kızların sözcük dağarcıkları
erkeklerden yüksektir. Fakat istatiksel olarak anlamlı bir farklılık
bulunmamıştır. Çalışma grubunda yaş arttıkça toplam ad, eylem ve toplam sözcük
sayısı anlamlı olarak artmamaktadır (p>.05). Her bir semantik kategori
bakımından, çalışma grubuna ve yaş dönemine göre öne çıkan sözcükler
sunulmuştur. Bu bulgular literatür ışığında tartışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018Cilt: 3 Sayı: 2 |